27 Eylül 2010 Pazartesi

benim yüküm...

ilişkilerden ilişkilere, aşklardan aşklara, bir sürü yük, bıkkınlık, nefret, anı kalır elimizde... peki ya en çok ne kalır acı dolu aşklardan geriye? canını acıtan kişileri/şeyleri her neyse çok geride bırakmış olan kişi yükünü de bir yerlerde boşalttığını sanır çoğu kez. oysa geriye, insanın çok derinlerine çöreklenmiş korku kalır-mış. yeniden aşık olmaktan, yeniden sevmekten, yüzünün gülmesinden, güneşli gözlerinden duyduğu korku. işte bu yüzden yarım kalan aşkları yarım bırakanlar affedilmeyi hiç hak etmiyor. çünkü onların bize bıraktıkları şey, komik ama ne acı ne anı, sadece korku. vaktiyle yakınımdaki birine demiştim, en çok kızdığım elimden aldığı hata yapma şansı demiştim. oysa ki fark edemediğim hata yapma şansı diye bir şey yokmuş, sadece bir dahakine, hata mıdır bilinmez her ne yapıyorsam, çok daha fazla korkacağımmış. kimseye kızgın olmamak değilmiş güzel olan, asıl güzel olan hiç korkmamakmış.

İzleyiciler