2 Temmuz 2009 Perşembe

bir veda akşamı daha

"Ben bu anın geleceğini hiç düşünmemiştim."
Havalar -17 dereceye kadar soğumadan, sonra tekrar ısınıp tekrar tekrar soğumadan çok önce ben Berlin'e ilk kez adım attığımda, o zamanlar bana o denli yabancı ve karışık görünen sokaklardan beni sonbahar yapraklarıyla kaplı geniş güzel bir caddedeki görkemli bir altbau'nun önüne getirip burada oturuyorum dediğinde, merdivenler odaya açıldığında ve ben o kırmızılı siyahlı, bizim için hep biraz karanlık, biraz hüzünlü odayı çok sevdiğimde, bazen duvarında asılı aynaya dalıp gittiğimde hep ileri bakmış, hep ileriyi düşünmüştüm, ama bugünü değil. Bugünün geleceğini hiç düşünmemiştim. Üzerinden neredeyse bir sene geçti, Kollwitz sokaklarından Kreuzberg sokaklarına taşındık, November'ı Özkan Bakerei'ı terk edip Simirna'dan Sarumma'dan çıkmaz olduk. Yakışıklı Alman garsonların, Gürcü göçmenlerin çalıştığı kafelerden Trabzonlu amcanın Akçaabat köfte yaptığı köftecilere gidip çay içer olduk. Hindistan cevizli, portakallı kurabiyeler mi daha lezzetliydi Lübnan usulü dürümler mi bilmiyorum, ama Kollwitz Bakerei bir gün Cihangir'de açılmalı. Biz seninle Kerstin'in kurabiye tarifleri kitabının aynısını alıp malzemelerimizi "yurtdışından" getirtip kurabiyelerimizi pişirirken çocuklarımız pedalı olmayan tuhaf bisikletleriyle ortalıkta dolanmalı. Zihnimizin bir köşesinden arada bugünler geçmeli, gözlerimizin içi gülmeli.
Nerede başladık, nelerden geçtik, bak şimdi nerede bırakacağız. Bırakacak mıyız ki? Yolculuğumuzun en bohem dönemine beraber kahkahalar atarak eşlik ettik. En çok o parkta anladık galiba birbirimizi, kendimizi, bir de o kanal kenarındaki kafede.
Her şeyin bir sonu olduğuna inanmak istemesem de yarın bunu kanıtlar gibi. Olsun bir daha gelmeyecek miyiz, hiçbir şeyi son kez yapmıyoruz ki... Ya da... Bir sonraki Karnival der Kulturen'de nerede oluruz, bir sonraki Gay Parade'e de gelir miyiz, gelsek de o geceki gibi halay çekecek enerjimiz olur mu... Caz Bar'a gitmek ister miyiz bir daha... Spree kenarında en ucuzundan Aldi şarabını yudumlarken gene bir yerlerde hata yaptığımızı fark edip bunu böyle yapmayalım artık der miyiz... Sonra da yine yapar mıyız... Zaman bizi ne kadar değiştirir, biz bir daha ne kadar değişiriz, bir daha ne zaman bohem olur, biraz Berlin biraz İstanbul gibi hissederiz...
"Ben hayatımda hiç böyle bir dönem yaşamamıştım. Bağlı olduğum kimse yok, hiçbir şey yok."

Hiç yorum yok:

İzleyiciler